Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz;
(aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir. (TAHA/132)
Teyemmüm edemeyen hasta ne yapar?
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de yara ise, namazı abdestsiz kılar) denirken, başka bir yerinde, (Abdest aldıracak bir kimse bulamayan hasta, teyemmüm eder. Teyemmüm de edemeyen namazı kazaya bırakır) deniyor. Niye bu da abdestsiz kılmıyor? Yahut öteki de bunun gibi kazaya bırakmıyor? Bu çelişki değilse, farklı bir kavil midir?
CEVAP
Çelişki yok, farklı bir kavil de değildir.
Birinci hastanın yardımcı ile de teyemmüm etme imkanı yoktur. Namazı kazaya bıraksa da, elleri kolları kesik olduğu için iyi olup ileride abdest alarak kılma imkanı yok, teyemmüm de edemiyor. Mecburen abdestsiz kılıyor. Yani abdestin farzları yerine gelmiyor, abdest o şahıstan sakıt oluyor.
İkinci hastanın uzuvları var, ama kendisi abdest alamıyor, ancak yardımcı ile alabiliyor. Yardımcı yoksa teyemmüm edebiliyor. Hastalığından dolayı teyemmüm de edemiyorsa, iyileşince veya yardımcı bulunca, abdest alarak veya teyemmüm ederek kılma imkanı oluyor. Onun için kazaya bırakıyor. Bir özürle kazaya bıraktığı için de günah olmuyor. Bir yardımcı gelince hemen teyemmüm edebiliyor veya abdest aldırabiliyor, onun için kazaya bırakıyor.
Birinci hasta, kazaya bıraksa da, abdest alacak veya teyemmüm edecek imkanı olmadığı için teyemmümsüz namazını kılıyor. Yani abdest ve teyemmüm farzları yerine gelmediği için, abdest ve teyemmüm bu hastaya farz olmuyor, sakıt oluyor.