Sünnet, nafile ve adak
Sual: (Allah’ın rızası için dört rekât nafile namaz kılacağım) diye adayan, mesela öğlenin sünnetinin yerinde bu adağı kılsa, bu sünnet yerine de geçer mi? Yine bunun gibi, sünnet yerine, Tehıyyet-ül-mescid, Sübha gibi bir nafile namaz kılınsa, bunlar da sünnet yerine geçer mi?
CEVAP
Eğer, adak, nafile veya kaza namazı, vaktin farzının yanında kılınıyorsa sünnet de kılınmış olur. Kuşluk ve Teheccüd namazı yerinde, herhangi bir namaz kılan da, bu namazları kılmış olur. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
Nafile kılarken, önce namaz kılmayı adamalı, sonra nafile yerine bu adak namazı kılmalı. İbadetler şarta bağlı olmayarak adanırsa, adanan namazı kılmak vacib olduğu için, vacib sevabı hâsıl olur. Sünnet yerine, adanan namaz kılınınca, sünnet de kılınmış olur. (Dürr-ül-muhtar, Redd-ül muhtar)
Sünnetleri önceden nezredip de, nezir olarak kılmanın daha iyi olduğu Halebi’de ve Tahtavi’nin Merakıl-felah haşiyesinde de yazılıdır. Böylece, öğle sünnetini kılmadan önce, (Dört rekât namaz kılmak nezrim olsun) dese, sonra adadığı bu namazı kılsa, hem vacib sevabı kazanır, hem de öğle namazının sünnetini kılmış olur. Kulun, kendine vacib ettiği namazı kılmasıyla sünnet terk edilmiş olmayınca, Allahü teâlânın farz ettiği kaza namazı kılınınca sünnet elbette terk edilmiş olmaz. Hem kaza, hem de sünnet kılınmış olur. (S. Ebediyye)
Camiye girince kılınan iki rekât namaza, Tehıyyet-ül-mescid namazı denir. Camiye girince, farz, sünnet, kaza, nafile gibi herhangi bir namaz kılmak, Tehıyyet-ül-mescid yerine geçer. Bunlara, Tehıyyet-ül-mescid diye ayrıca niyet etmek gerekmez. Niyet sevabına da kavuşmak için Tehıyyet-ül-mescide de niyet etmek iyi olur. (İbni Abidin)
Büyük âlim Muhammed Masum Serhendi hazretleri, Mektubat’ında, (Sünnetler yerine kaza kılmalı. Kaza kılınınca sünnet sevabı da hâsıl olur) buyuruyor. (2/63)
Tatarhaniyye’deki, (Kaza namazı olup olmadığını bilemeyenin dört rekâtlı sünnetlerde zamm-ı sure okuması iyi olur) ifadesinden maksat, (Sünnetleri kılarken kazaya niyet etmesi ve zamm-ı sure okuması iyi olur) demektir. (Uyun-ül-besair. S. Ebediyye)
Kaza borcu olduğunu bilmeyen bile, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edebiliyor.