Sual: Dine saldırmak için hülleyi dillerine dolayıp alay konusu yapanlar oluyor. Hülle nedir?
CEVAP
Hüllenin meşru ve gayrimeşru olanı vardır. Gayrimeşru olanını gösterip İslamiyet böyle yapıyor demek insafsızlık olur. Dinimizde, bir erkek bir kadını üç talakla boşadıktan sonra, artık o kadınla evlenmesi helal olmaz. Yani nikah yapılsa da nikah geçerli olmaz. Erkek, kadını boşayınca kadın, üç hayız müddeti iddet bekler. Sonra, isterse bu kadın, başka bir erkekle evlenebilir. Kadın, bu erkekle de geçinemeyip ayrılırlarsa, o zaman bu kadın yine iddet müddeti bekledikten sonra, istediği erkekle evlenebilir. Eski kocası talip olursa, onunla da evlenebilir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İki defa boşadıktan sonra, ya iyilikle tutulur veya güzellikle bırakılır. Kadınlarınıza verdiklerinizi [mehirlerini] geri almanız size helâl olmaz. Eğer, bu karı kocanın Allah'ın emirlerini yerine getirmelerinden korkarsanız, o zaman kadının [serbestçe boşanması için] fidye vermesinde [hakkından vazgeçmesinde] günah yoktur. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır, onları çiğnemeyin, Allah'ın sınırlarını aşanlar ancak zalimlerdir.) [Bekara 229]
(Eğer erkek kadını [üçüncü defa da] boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe [zifaf olmadıkça] onunla evlenmesi kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, Allah’ın koyduğu sınırları muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerine engel yoktur. İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği sınırdır. Bunlar, anlayan [emri yerine getirecek olan] bir kavim için Allah’ın açıkladığı sınırlardır.) [Bekara 230]
(Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin.) [Nisa 4]
Bu şekilde kadının evlenmesi meşrudur, dinimizin emrine aykırı değildir.
Boşanan kadının mehrini ödememek kul hakkıdır. Ödenmezse, ahirette azabı çok şiddetlidir.
Mehir, evliliğin düzenli, mutlu olarak devam etmesi, kadının hak ve hürriyetlerinin korunması, din cahili huysuz erkeğin elinde oyuncak olmaması içindir. Mehir parasını vermek ve çocukların nafaka paralarını her ay ödemek korkusundan, erkek, hanımını boşayamaz. Mehir parası, kadın için bir sigorta sayılır. Erkeğin zor ödeyeceği bir mehir ile evlenen kadını, erkek boşayamaz. Boşarsa, maddi hayatı felce uğrar. Mehir vermek korkusu, erkeğin iyi geçinmesine de sebep olur.
Hülle yapmak demek, bir erkeğin, üç talakla boşadığı eşi ile tekrar evlenebilmesi için, o kadını rızasıyla başka bir erkekle nikahlayıp, bir geceliğine zifafa sokması demektir.
Üç talâkla boşanmış olan kadını, (Zevciyet muamelesi olmadan, eski kocasıyla evlenemez) hadisinin mucibince hülle yapmak isteyen ikinci kocanın birleşme olmadan sadece halvette bulunmasıyla ilk kocaya helâl olmaz. (Mecmuai zühdiyye)
Şayet o erkek zifaftan sonra boşarsa, o zaman bu kadın da isterse ilk kocasıyla evlenebilir. Böyle bir uygulama ise bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hülle zilletini yüklemiştir. Hülle korkusundan bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşamanın şakası da olamaz.
Hülle için, hileye baş vuranlar olmuş, iddet beklemeden evlenmek caiz değil iken, nikah yapanlar çıkmıştır. Bu gece evlenip sabah boşayacak kiralık adam aramışlardır. Dinimizde böyle geçici nikah yoktur. Biri ile anlaşıp bu gece evlen, yarın boşarsın diye bir anlaşma yapmak, yani belli bir süreliğine evlenmek sahih değildir. Peygamber efendimiz, hülleciyi kiralık teke olarak vasıflandırıp buyurdu ki: (Hülle yapana da, yaptırana da Allah lanet etsin.) [İbni Mace, Taberani, Hâkim, Beyheki]
Boşadığı kadını kiralık tekeye nikahlayan kişi zillete düştüğü gibi, kiralık teke de, nikahladığı karısını sabahleyin boşayıp ona vermekle de aynı zillete düşmüş oluyor.